Arsız Tekelciler

Bu konudaki fikrimi dile getirmezsem çatlaycağım

tekell işçileri ''ekmek,iş,emek'' propagandasının inatla sürdürmekte,demiyorlar yahu biz bu işe yandaş olduğumuzdan girdik 30 kişilik işi yıllardır 100 kişi yapıyoruz.Yedeiğimiz ekmek helal değil,tamam çalıştık ama 1.700 TL-2.000 yi hakedecek kadar değil.

Televizyonda bakıyorum hepsi ilk okul tipli adamlar,bende fakir bir ailenin çocuğuyum onları bu konuda yermiyorum ama bu para size fazla kardeşim,Üniversite mezunu adam fabrikada 12 saat 700 Tl için çalışıyor eee insaf.

Geçende haberlerde gösterdiler adamın çocuğu ölmüş kalkmış daha çocuğunu mezara yerleştirmeden çıkıp yine eylem peşine düşmüş.Bir de bu davranışı kutsallaştırıyorlar bence en aşağılık davranışın en aşağılığı

Emekçinin yanındayım ama emekçinin hakkından fazlasını istememesi koşuluyla

Aile ve Huzur

Bu kelime ne zaman aklıma otursa; karanlıkta sobanın camından vuran ışıkla aydınlanan bir köy evi çizerim hayalimde. Sobanın üstünde kestaneleri kavurmak cama vuran yağmur damlalarının şarkısı ve huzur…

Muhabbet lokma lokma yenen bir yemek gibi yavaş ve sakindir. Hayatın telaşından uzaklaşır insan, yüzler seçilmez loş ışıkta ama yinede hiç bu kadar eğlenceli değildir görmediğin biriyle konuşmak.

Bu insanın iştahla istediği olaya kahrolası elektrikler gittiği zaman ulaşılıyor bizim evde.Medeniyet diye bahsettiğimiz o televizyonların,bilgisayarların,telefonların hayat damarlarından birinin kopması gerek ve yeterli.

Bu teknoloji bizim karımıza mıdır zararımıza mı aklım ermiyor, erdiremiyorum.

Hoş geldin

Çocuk evin temelidir lafı zihnimde gittikçe anlam kazanıyor,bu anlamı kazanmasının bir numaralı nedeni yeğenim Ecrin

Allah'ın hediyesi

anlamına gelen bu güzel adlı kız çocuğu evimize neşe kattı.Ben böyle anlatınca yeni doğdu sanmayın Ocağın 1'inde 2 yaşına girdi,ama ben bu gece fark edebildim onu ve bize kattıklarını.

Teşekkürler yeğenim..Ecrinim

Büyük Düşünür

S
onun da aradığım fikir adamını buldum,her şeyiyle tam bir yazar olan ve aradığım soruları kitaplarında bir bir cevaplayan şahıs...

Necip Fazıl Kısakürek 1904-1983

Bir üsteki satırda ölüm tarihini keşke boş bırakabilseydimde uzun seneler yazmasaydım.

Bir cafede oturup kendisene bir çay söyleyip anlat Üstad demek isterdim,''Ben anlatırken değil dinlerken yoruluyorum'' diyen kendi değil mi?

Anlatsın o zaman!

Mutluluk

Mutlu olmak kim bilir bu konu hakkında kaç tane yazı yazılmıştır. Peki bu yazıların kaç tanesi okuyucuyu tatmin etmiştir,bence bu sayı oldukça azdır.

İnsan hayatı boyunca hep mutlu olmak ister üzüntüyü kimse kendine layık görmez ki bu da en doğal davranıştır.Dünya üzerinde mutlu olmak istersen,başkaları için yaşamayı bilmelisin.


Kendinden önce karşındakinin mutluluğu daha önemli olmalı.Hiç sevmediğin bir yere o istedi diye gitmelisin,onun hoşuna gitmesi her şey için yetmeli.

Bir düşünsene hep karşındaki için yaşarsan,hiç kaygın olmaz çünkü beklentiler insanı mutsuzluğa götürür,tatbikide karşılığı olan beklentiler insanı mutlu kılar ama bu riski göze almaya değer mi?

Geçenlerde edebiyat sınavında bir soruda "dostunuzun sizin üzüldüğünüz şeye sizden çok üzülmesi hoşunuza gider" cümlesi kötüleniyordu,bence yanlış bir kanı.Bu sözün doğruluğu %100 dür.Yani başkası için yaşamak hem onu hem seni mutlu eder.Tabii ki sen hiç yaşamayacak değilsin benim kaydettiğim sadece insanların yanındaki tercihlerine saygıdan öte bir şey duy ve o ne derse onu kabul et.

Bırak o hep haklı olsun,her şeyi o bilsin,onu iyi dinle kulak ver göreceksin ki bir gün sana olan sevgisi olabildiğine artmış.